Adı Muaze bint. Abdullah idi. Seleftendir. Künyesi Ümmü Sahba olup Sıla b. Esim’in eşidir.1 O geleceği düşünmezdi. Geçmişi de gözünden silinmiş idi. Sabah olunca bu gün öleceğim diyerek akşama dek uyumaz, akşam olunca da bu gece ölürüm diyerek uyumazdı. Uyku bastırdığında kalkar evde dolaşırdı. Uykuda ölmekten korkardı. Nefsi ağır basıp uyku bastırdığında: “Ey nefsim! Biraz sabırlı ol, yakında uyuyacaksın. Uyku işte şurada önünde, biraz daha sabret!” derdi. Soğuk gecelerde uyumamak için üzerine ince elbiseler giyerek uykusunu bastırmaya çalışırdı.2
Muaze gecelerini namaz kılarak ihya ederdi. Bir günde kıldığı namazlar altı yüz rekatı bulurdu.3 Muazetü’l-Adeviye kırk yıl boyunca hiç gökyüzüne bakmadı, hep yere bakarak yürürdü4. Rivayete göre Muaze’nin mensup olduğu Adiyoğulları o beldenin en çok ibadete düşkün insanları kabul ediliyordu. Muaze’nin eşi Ebu’s-Sahba5 da geceleri uyumayıp ibadet eder, gündüzleri oruç tutardı. Muaze’ye çok fazla ibadet etmesi nedeniyle: bu şekilde kendine zarar veriyorsun dendiğinde: “ Hayır vakitleri değiştirdim. Uykuyu gündüze, yemeği de akşama aldım.”6 diye cevap vermiştir.
Muaze’nin süt kızı kendisine şöyle bir öğüt verdiğini aktarmaktadır: “Ey kızım! Allah ile karşılaşacağın gün için hem umutlu hem de endişeli ol! Zira ben ondan ümidini kesmeyen kulun, kıyamet gününde O’na yakın olacağına inanıyorum. O’ndan korkan ve endişe ile düşünen de; insanların mahşerde toplandığı, âlemlerin Rabb’i olan Allah’ın huzuruna getirildiği o gün muhakkak emeline erişecektir.” Muaze bu sözün ardından ağlamıştır.7
O çoğu kez ilahi tefekküre dalar ve bayılırdı. Kocası vefat ettikten sonra evinde yatak sermez oldu ve ölünceye kadar da yatağa uzanıp yatmadı.8
Eşi ve çocuğu öldükten sonra teselli için gelenlere şu sözleri söylemiştir: “Merhaba! Eğer beni tebrik için geldiyseniz hoş geldiniz, eğer başka bir sebeple geldiyseniz de dönün.”Ardından da şunları eklemiştir: “Ey kızım! Dünyada dünyanın tadına varmak için kalmaya hiç lüzum yok! Ama yapacağım ibadetlerle Allah’a yaklaşabilmek için dünyada kalmak istiyorum. Kim bilir belki Allah eşim ve oğlumla beni cennette buluşturur.”9 Muaze dünyayı ahiretin tarlası olarak görmekte ve mahsül elde etmek için çaba sarfetmekte idi.
Muaze, Hz. Âişe hayatta iken ona yetişmiş ve onunla görüşmüş ve ondan bazı hadisler de rivayet etmiştir Hasan el-Basri, Ebu Kilabe, Yezid er-Rışk da ondan hadis rivayet etmişlerdir. Ayrıca o Üneyse bint. Amr’ın hocası idi ve Ufeyre el-Âbide ile sohbet etmiştir. Rabiatü’l-Adeviye ile hem akran olup hem de ünsiyet kurmuştur.10
Muaze pahalı şeyler giymez ve giyenleri de hoş karşılamazdı. Bir defasında İbn Avn geniş ve başlıklı bir elbise alıp giymiş, Muaze onu yeni elbisesiyle gördüğünde hoş karşılamamıştır.11
Muaze’nin ölüm anı hakkında yine hanım dervişlerden olan Ufeyre şöyle bilgi veriyor: “ Muaze’e ölüm hali geldiğinde önce ağlayıp sonra güldü. Yanındakiler : neden önce ağlayıp sonra güldüğünü sorduklarında ; onlara şu sözleri söylemiştir: “ Oruç, namaz ve zikrullahtan ayrılacağımı düşündüğümden ağladım, üzüldüm. Güldüğümde ise eşimi gördüm. Üzerinde yeşil iki elbise ile evimize gelmiş, yanında da birileri vardı. Şimdiye dek onların benzerini görmemiştim. Kocama tebessüm ettim.” Ardından da şu sözleri ilave etti: “ Bundan sonra farz bir namaza yetişebileceğimi zannetmiyorum. H. 101 yılında vefat etti. 12
Muaze tasavvuf ve hadis alanında temayüz etmiş, İbadete düşkün, Allah’a karşı havf ve reca arasında bulunan zahid ve fakih bir şahsiyet idi.
1İbn Cevzi, Sıfatu’s-Safve, c.V, s.22; Münavi, el-Kevakibü’d-Düriye, V.127b; Rufai, Onların Alemi, s.171, Menkıbelerle İslam Meşhurları Ans., c.II, s.1346; Sahabeden Günümüze Allah Dostları, c.III, ss.439-40; Tumi, Tabakâtü’l-Kübra, c.II, s.151
2 Sülemi, Zikru’n-Nisveti’l-Müteabbidâti’s-Sûfiyyat, s.35; İbn Cevzi, a.g.e., c.V, s.22; Münavi, a.g.e., V.127b; Rufai, a.g.e., s.171; Tumi, a.g.e., c.II, 151, Derniki, Âbidatü’z-Zâhidat, s.123, Menkıbelerle İslam Meşhurları Ans.,c.II, s.1346; Sahabeden Günümüze Allah Dostları, c.III, s.439-40
3 Sülemi, aynı yer; İbn Cevzi, aynı yer; Münavi, aynı yer; Rufai, aynı yer; Tumi, aynı yer; Derniki, aynı yer;Menkıbelerle İslam Meşhurları Ans., aynı yer; Sahabeden Günümüze Allah Dostları, aynı yer
4; Sülemi, aynı yer; Münavi, aynı yer; Rufai, aynı yer; Zihni Efendi, Meşhur Kadınlar, c.II, s.220
5 Eşinin tam adı, Sıla b. Eşim Ebu’s-Sahba el-Adevi’dir.Yezid b. Ziyad’ın ordusunda iken Sicistan bozgununda vefat etmiştir.bkz. Münavi, aynı yer; Zihni Efendi, aynı yer
6 Sülemi, aynı yer; Münavi, aynı yer; Zihni Efendi, aynı yer
7 İbn Cevzi, , Sıfatu’s-Safve c.V, s.22; ayrıca Muaze’nin süt kızı Ümmü Esved bint. Zeyd evliyadandır.bkz. Sülemi, , Zikru’n-Nisveti’l-Müteabbidati’s-Sûfiyyat, ss. 43,75; Münavi, , el-Kevakibü’d-Düriye, V127b
8 Münavi, aynı yer; Rufai, s.171; Menkıbelerle İslam Meşhurları Ans., c.II, s.1346
9 İbn Cevzi, aynı yer; Zihni Efendi, c.II, s.220
10 İbn Cevzi, a.g.e., c.V, s.22; Menkıbelerle İslam Meşhurları Ans., c.II, s.1346
11 Sülemi, a.g.e., s.35
12 İbn Cevzi, aynı yer; Münavi, a.g.e., V.127b
23 Nisan 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder