20 Mart 2008 Perşembe

Alak Suresi

İnsan, alak haliyle/adıyla zikrediliyor alak suresinde. İnsan değil, beşer değil, halife değil. En küçük, en aciz haliyle. İlk karşılaşma bu. Tanışma. Rab ile kulun karşılıklı konumlandırılışı. Rab, Halık, Ekrem ve alak. Şefkatle, merhametle terbiye eden; hiç yoktan yaratan, sevgiyle vareden; veren, ikram eden cömertçe. Şefkate ve merhamete son derece muhtaç, küçük, aciz, yaratılışın ilk evresinde, gelişiminin başlangıcında, fakr u zaruret içre. Yaradan ve yaratılan böyle konumlandırılıyor. Sevgi ve şefkat üzerinden kuruluyor bağ.
Alaktan insan olmaya giden yol okumak-yazmaktan yani ilimden geçiyor. İnsan olmanın yol haritası çiziliyor, alak suresinde. İlk beş ayette iki kez oku emri ve kalem zikrediliyor. Kalem, ilmi sembolize ediyor olabilir.
İnsan, kendisini, eşyayı, olayları, kainatı, olanı okuyarak; nefsini ve Rabbini tanıyarak; ilimle yol alarak, aczini ve fakrını hissederek kul olacak. Rabbi ile arasındaki bağı kuvvetlendirerek Rabbine yaklaşacak.
Alak suresinde iki kul tipinden bahsediliyor. Namazda, hidayet üzre ve takvayı emreden. İkinci kul ise, namazı engelleyen, hakikati yalanlayan ve yüz çeviren. İstiğna halindeki kul tipi. Allah’a ihtiyacı olmayan, yeterliliğini ilan eden kul. İpleri koparan yani.
Surenin sonunda bir güç gösterisi söz konusu. Nasiyesinden tutulup, huzura getirilen kul ile Allah, karşılıklı güçler arasındaki dengesizlik üzerinden kendi gücünü gözler önüne seriyor. Başlangıçtaki sevgi ve şefkat bağı kula bağlı olarak güç üzerinden yeniden kuruluyor.
Secde et ve yaklaş denilerek başlangıçtaki sevgi ve şefkat bağı hatırlatılıyor ve kul oraya çağrılıyor.
Sure alakla başlayıp secde ile bitiyor. Birbirine en çok benzeyen iki şekli insanın. Aczini, fakrını dillendiren. Hiçliğini ifade eden. Başlangıçtaki gayri iradi iken sondaki iradi bir acziyet ilanı olmuş oluyor.
İlim ilim bilmektir / ilim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin / Bu nice okumaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder